​

Çift terapisi romantik partnerlerin yaşamış oldukları ilişki çatışmalarını dile getirmeyi, aralarındaki iletişimsizliği düzeltmeye ve birbirine karşı olan duyguların yoğunlaşmasına yardımcı olurken birbirine karşı empati duygularını geliştirmeye yardımcı olan bir terapi türüdür. Çift terapisinde duygu odaklı terapi, Gottman yöntemi, çiftler için bilişsel davranışçı terapi, imago ilişkisel terapi gibi çeşitli yöntem, teknik ve yaklaşımlar kullanılmaktadır.

​

Çiftlerin ayrılma noktasına geldiklerinde çift terapisine başlamaları son derece yaygın olmasına rağmen, ayrılıyor olmak ya da ayrılma aşamasında olmak çift terapisi almak için bir ön koşul değildir. Aralarında güçlü bir bağ olan çiftler de ilişiklerinde üstesinden gelemedikleri bir iki problemi tartışmak ve ilişkilerini daha da iyileştirmek için çift terapisi alabilirler.

​

Çift Terapisi ve Çift Danışmanlığı/İlişki Danışmanlığı kavramları bazen aynı amaç için kullanılmaktadır ancak aralarında ufak bir fark var. Çift Danışmanlığı/İlişki Danışmanlığı çift arasında tek bir problemi alan kısa süreli bir yaklaşımdır. Yaklaşık altı oturum ya da daha az sayıda oturumda sonuçlanabilir. Öte yandan Çift Terapisi daha uzun süreli bir süreç olup çiftin bireysel öyküleriyle ilişki örüntülerini çok daha derinlemesine ele alan bir yaklaşımdır.  

 

Çift Terapisi Ne Zaman Alınmalıdır? 

Çiftler ya da partnerler çift terapisine bir çok sebepten dolayı başvururlar ancak sıklıkla iletişim sorunları, sık yaşanan kavgalar, maddi konulardaki yoğun anlaşmazlıklar, çocuk yetiştirmedeki tutarsızlık ve zorluklar, işbölümünün yapılamaması, cinsel yaşantı ile ilgili olan problemler ve/veya yaşanan bir sadakatsizlik/aldatma gibi konular nedeniyle çift terapisine başvurulmaktadır.

​

Ayrılma aşamasında olan bir çok çift terapi almaya karar verdiklerinde ilişkinin kurtarılabilme olasılığını ya da en az hasarla ilişkiyi bitirebilme olasılıklarını araştırmak için harekete geçerler. Özellikle çiftin çocukları varsa. Çocukları olan çiftler bu aşamada çocuklarına ayrılmış ama etkin iki ebeveyn olarak nasıl orta noktada buluşabileceklerini araştırırlar. Çift terapisi almak ille de çift ilişkisini bitirip ayrılacakları anlamına gelmemektedir ancak terapi süreci boyunca her iki taraf için ayrılmanın en iyi seçenek olduğu kararını da verebilirler.

​

Çiftlerde partnerlerin bir tanesinde ya da her ikisinde herhangi bir sağlık sorunu, kaygı, depresyon, madde bağımlılığı, travma sonrası stres bozukluğu gibi ilişkinin dinamiklerini bozan durumlar söz konusu ise, o zaman da çift terapisine başvurabilirler. Böyle bir durumda bu sorunları yaşayan partner ya da partnerler ayrıca bireysel terapi de alabilirler. Çift terapisi aynı zamanda ilişki içerisinde yaşanan fiziksel, duygusal ve/veya cinsel şiddet olduğunda da kullanılabilmektedir ancak bu alanda çalışan bir çok uzman ve kuruluş çiftlerin bu durumları kendi başlarına çözmeyeceklerini öne sürmektedir. Kişi kendi partneri yanında kendini güvende hissetmiyorsa o zaman ya polis ya da bulundukları ilçenin ilgili belediye ya da ilgili yardım kuruluşuna (sığınma evi) başvurmaları gerekmektedir.

 

Çift Terapisinden Ne Beklenmeli? 

Bu sorunun cevabı oldukça geniş ancak çift bu süreçte endişelerini  paylaşmayı, partnerlerine ve ilişkiye karşı hissettikleri duygularını, hem kendinin hem de partnerinin bireysel öyküleriyle çift olarak öykülerini yeniden keşfetmeyi ve ilişki içerisinde daha sağlıklı ilerlemelerini sağlayacak olan öfke yönetimi, çatışma çözümü, birleşik problem çözme gibi becerilerin kazanmayı beklemelidir. 

​

Tek bir partnerin ya da her iki partnerin terapi sürecinde 'kazanma' arzusuna sahip olması son derece yaygındır. Dahası terapistin kendi taraflarını tutmasını ve partnerinin sorunlarının kaynağı olduğu düşüncesini desteklemesini ister. Ancak bu çok gerçekçi bir beklenti değil. Etik prensipleri kapsamında çalışan hiç bir terapist 'taraf tutmaz'. Terapistin görevi bir partner suçlu, öteki haklı demek değildir. Burada terapistin görevi her iki partnerin terapiye getirdikleri probleme nasıl birlikte katkı koyduklarını birbirinin bakış açısından anlamalarını sağlamaktır.

​

Genel olarak çift terapisi çiftle birlikte yapılır. Bazı durumlarda, çiftin yaşadıkları sorunları daha iyi kavrayabilmek ve daha kapsamlı bir içgörüye sahip olabilmek için  terapist partnerler bireysel oturumlar da gerçekleştirebilir. Bazen partnerlerden bir tanesinin çift terapisine tek başına gelmesi de mümkün çünkü öteki partner terapiye açık olmayabilir ya da terapinin işe yaramayacağına inanıyordur.

 

Peki, Çift Terapisi Nasıl Oluyor?

Romantik ilişkilerimiz yaşantımızdaki en önemli ilişkilerimizden bir tanesidir ve iyi olmadıklarında ya da herhangi bir tıkanma yaşadıklarında bu olumsuz etkiler partnerlerin iyi oluşlarını olumsuz etkilediği gibi günlük işlevlerimizi ve diğer ilişkilerimizi de olumsuz etkilemektedir. Ancak bir çok çift bu durumu ya da disfonksiyonu kendi başlarına düzeltmekte zorlanabiliyorlar. Çoğumuzun başkalarını anlama konusunda derinlerde bulunan önyargılarımız var ve dolayısıyla romantik ilişkilerimizde gerek düşünme şeklimizle gerekse de davranış biçimlerimizi ilişkimize göre uyarlamak çok da kolay olmayabiliyor. Bireysel özgüven eksiklerimiz ve kültürel tabuların varlığı örneğin cinsel sorun ya da geçmiş travmaların kolaylıkla dile getirilmesini zorlaştırmaktadır ve sonuç olarak da bu ve benzeri hassas konuları konuşmak partnerler için oldukça zordur. 

​

Etkin çift terapisi bu gibi zorluklar yaşandığında çiftleri doğru yönlendirerek zorluklarla dolu olan bu süreci birlikte aşmalarını yardımcı olmaktadır. Terapist burada nötr olan üçüncü kişidir ve partnelerin tıkandıkları noktaları tespit eden objektif gözdür. Terapi odasının güvenli ve nötr alan olarak kalmasını sağlar ki partnerler kendi duygu, düşünce, umut ve korkularını güvenli bir şekilde dile getirebilsin. İdeal olarak bu durum partnerlerin birbirlerine daha da yakınlaşmalarını sağlar ve birlikte olumsuzlukların üstesinden nasıl geleceklerini öğretmektedir.